Yazlık ve Yayla Mahkumu Gençler

İlkbaharı yolcu ettik ve artık yaz kapımızda. Kısa bir süre sonra okullar kapanacak ve başta Adana olmak üzere Çukurova bölgesindeki şehirlerden insanlar akın akın ya yazlıklara ya da yaylalara göç edecekler. Yazlıklara yapılan bu göç bölgede artık bir gelenek haline gelmiş. Çukurova' da hemen hemen her ailenin ya bir yazlığı ya da bir yayla evi bulunmaktadır. Olmayanlar ise sezonluk kiralama yöntemiyle Çukurova sıcağına çözüm bulmaktadır. Kiralamak için ekonomik gücü olmayanlar ise eş, dost, akraba yanında misafir kalarak yazı atlatmaya çalışır. Çukurova' nın sıcağını yaşamayan bilemez, öyle tahammül edilir gibi değil. Havanın aşırı rutubetli olmasından dolayı hissedilen sıcaklık derecelerin gösterdiğinden çok fazladır. Usta yazar Yaşar Kemal bunu "Sarı Sıcak" öyküsünde çok iyi anlatmıştır.

Adana' ya tayin olduktan sonraki ilk yıllarda bu tür yazlık alışkanlığımız olmadı. Zaten bizim memleket ezelinden yayla olduğu için orada yaylaya ne hacet. Yazlık derseniz sahili olmadığı için öyle bir konut gereksinimi de olmamış. Çukurova'nın o vıcık vıcık terleten sıcaklarını birkaç yıl çektikten sonra artık bizde bir yazlık edinme zorunluluğu içinde kendimizi bulduk. Nasıl olmasın ki... Benim gibi Anadolu' nun yayla sayılabilecek bir şehrinden buraya ilk kez gelen birisi nasıl bir ev kiralayabilir tahmin ediniz. E-5 üzerinde, teras ve kuzey cephe bir ev. Mübarek sanırsınız kışın buzhane yazın ise fırın. Aslında, Çukurova' da teras ve kuzey cepheli evlerin neden satılmadığını yada kiralanmadığını çok geçmeden öğrendik. Ne yalan söyleyeyim, o evden taşınalım, taşındık deyinceye kadar 5-6 yılı devirmiş olduk. Sonunda artık bizimde bir yazlığımız oldu. Her yaz okullar kapandımı ben hariç aile Adana'yı terk eder. Devlet memuru olduğumuz için ancak hafta sonları kaçamak yapabiliyorum. Ancak nedendir bilmem ama uzun süreli yazlıkta kalmak beni sıkıyor. Artık çocuklar da büyüdü. Büyük oğlum  Almanya' da, küçük de lise 10 da. Artık o da yazlıktan yavaş yavaş sıkılmaya başladı.

Sizleri bilmem ama bence yazları Çukurova bölgesinin çocukları çok büyük bir tembelliğe itiliyorlar. O güzelim dinamik, enerjik, yaratıcı ve en verimli çağlarını yazları heba ediyorlar. Sabahları öğlene kadar yatıyor, geceleri geç saatlere kadar gezip tozuyorlar. Bir yaz boyu yaklaşık 2 ay bu kısır döngü hep devam edip gidiyor. Neler yapmalı bu gençler, en azından yaz tatilinin bir bölümünü nasıl değerlendirmeli diye aklımıza bir soru gelebilir. Sizlere çok basit, basit olduğu kadar da önemli ancak bugüne kadar eminim hiç kimsenin farkında olmadığı bir projeden bahsedeceğim. Belki bu bölgenin ileri gelenleri, eğitimcileri, yöneticileri konu üzerine eğilirler ve gençler için faydalı bir projenin oluşmasına önderlik ederler.

Bahsedeceğim proje Gümüşhane' de 2005 yılından beri düzenli olarak yürütülmektedir. Bu projenin fikir babası memleketine aşık, yüreği Türkiye ve Gümüşhane hasretiyle yanıp kavrulan  sayın Prof. Dr. Coşkun BAYRAK. Tıpkı soyadı gibi Gümüşhane' nin üzerine bir bayrak  gibi süzülmüş. Bu bahtsız, kıraç, dağ ve bayırdan oluşan memleketin gençlerini olumsuz her türlü etkilerden korumaya, korurken de eğitmeye ve yarınlara hazırlamaya çalışıyor. Coşkun hoca halen Arkansas Üniversitesinde (UALR - University of Arkansas Little Rock)  Director of the System Modeling and Software Engineering Lab.  görev yapıyor. Hayatı, mücadeleleri ve Cebeli Yaz Okulu  TRT' nin yayınlamış olduğu  "Beyin Göçü" programında uzun uzun Türk gençlerine anlattı. Arzu edenler, TRT'de yayınlanan "BEYİN GÖÇÜ" program videosunu http://video.google.com/videoplay?docid=-2323834036775445939# linkini tıklayarak izleyebilirler. Liseyi bitirmiş ve üniversitede okuyan gençlerimizin özellikle izlemelerini öneririm. Ayrıca büyüklere de öneririm. Çünkü bu programı izledikleri zaman bu coğrafyada gençler için çok fazla değil hiçbir şey yapmadığımız gerçeğinin suratımıza tıpkı bir Osmanlı Tokadı indiğini göreceğiz.

Şimdi hocamızın projesinden biraz bahsedeyim. Projenin adı Cebeli Yaz Okulu. Cebeli ismi hocamızın doğduğu köyün adıdır. Prof. Dr. C. BAYRAK  Arkansas Üniversitesi ile Gümüşhane Valiliği arasında bir protokol yapmış. Bu protokole göre Gümüşhane Valiliği' nin göstereceği bir okulda her yıl yaklaşık 100 öğrenciye 6 hafta Arkansas Üniversite' sinden gelen hocalar tarafından ağırlıklı olarak İngilizce dil eğitimi, bilgisayar ve bilimleri, internet, doğa ve turizm kaynaklarının tanıtımı, yöresel el sanatlarının tanıtımı ve gelişmesine yardımcı olma vb. konularda eğitim verilmektedir. Eğitimler bugüne kadar Gümüşhane Fen Lisesi' nde veriliyor ve  öğrenciler de Fen Lisesi pansiyonlarında yatılı olarak kalıyorlar. Hafta içi öğleden sonraları Gümüşhane ili ve ilçe gezileri, hafta sonları Trabzon, Rize, Giresun, Bayburt, Erzurum illerine, Sumela Manastırı, Zigana Dağı, Ayder Yaylası gibi   doğa harikalarına geziler düzenlenmektedir. Sosyal faaliyetler olarak futbol, yüzme, dağcılık, treking ve kampçılık faaliyetleri yapılmaktadır.

Kampa Türkiye' nin her tarafından (doğum yeri ve ikametgahına bakılmaksızın) ve hatta yurt dışından da gençler katılabilmektedirler. Katılacak gençlerin 15 - 20 yaşları arasında olmaları, herhangi bir ortaöğretim kurumundan mezun, üniversiteye yeni kayıt yaptırmış ya da okuyor olmaları gerekmektedir. Kamp eğitimi sonunda çok başarılı olan gençlere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da onaylanmış olan bir protokol çerçevesinde Amerika'da ilgili üniversitede (UALR) eyalet içi statüde burslu olarak eğitim görme imkânı tanınmaktadır. Şunu gururla söyleyebilirim ki bu proje sonucunda UALR' de eğitim bursu kazan öğrencilerin ilk grubu geçen yıl mezun oldular. Darısı bundan sonraki gençlerimize. Gümüşhane Yaz kampı ile ilgili detaylı bilgi ve müracaat işlemleri için http://www.cebeli.org web adresi ziyaret edilebilir. Bu yıl kampa kayıt işlemleri internet üzerinden de yapılabilmektedir.

Geçen yıl Cebeli Yaz Okulu kampının kapsamı biraz daha genişletildi ve benzer bir kamp Erzurum' da açıldı. O yoğun hengamenin içinde Coşkun hoca Gümüşhane - Erzurum arasında mekik dokudu durdu. Yaptığım görüşmelerde benzer bir kampı 2010 yılında Diyarbakır' da açma çalışmaları vardı. Umarım memleket bürokrasisini aşıp bu yıl Diyarbakır kampını da açmayı başarır. Coşkun hoca Erzurum' dan Gümüşhane'ye her geldiğinde akşamları Harşit Çayı kenarındaki çay bahçesinde oturur çalışmaları değerlendirirdik. Burada bir başka eğitim ve memleket sevdalısı dostum, değerli insan Gökhan KÖMÜRCÜOĞLU' ndan bahsetmeden geçersem şahsına büyük saygısızlık etmiş olurum. Zira böylesine kapsamlı bir projeyi bir kişinin ABD' den yürütebilmesi oldukça zor olduğunu sanırım sizlerde takdir edersiniz. Kamp organizasyonlarının Türkiye ayağındaki asıl gizli kahraman bence Gökhan beydir.  Ben onun sayesinde Gümüşhane' yi yeniden tanıdım, sevdim ve sonunda sevdalısı oldum. Yine Gökhan beyin organizasyonları sayesinde benimde iki dönem gençler yönelik eğitim çalışmalarım oldu. Başta sayın valimiz, belediye başkanı ve GÜSİAD' ın destekleri ile bu çalışmalarımız halen devam etmektedir.

Sanırım yukarıda anlattıklarım pek çok okurumun içinde kıpırdanmalara vesile olmuştur. Zaten benim amacım da buydu. Çoğu kişinin haritada yerini bile bilmediği, yüzölçümü, nüfus ve ekonomik olarak  Adana ile kıyaslanması  mümkün olmayan  küçücük bir şehirde ülkemizin geleceği olan gençlere yönelik böylesi güzel faaliyetler yapılabiliyorsa Adana' da neden yapılamasın. Lise ve üniversite çağındaki pırıl pırıl binlerce gençlerimizi aylak aylak gezmek, boşu boşuna kıymetli zamanlarını lüzumsuz aktivitelerle harcamalarına seyirci kalmayalım. Artık gençlere "şunu yapma, bunu yapma" demeyi bırakalım ve  "şunu yap, bunu yap" diyelim.  Şüphesiz böyle bir organizasyonun Adana' da yapılması uzun bir süreç gerektirecektir. O zaman gençlerimizin daha fazla beklemeden Cebeli Yaz Okulu kampa katılmalarını önerelim. Zira kamp kayıtlar çoktan başladı bile...


Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest Addthis